khan akademide anlatılan konuları ve çözülen sorulardan bazılarını izlediğimde ben de aynı şeyi düşünmeye başladım. Elli yıllık test tekniği birikimimiz devasa boyutlara ulaştı. Vermemiz gereken bilgi, bilginin akılda tutulması, genel çözüm, kısa çözüm vs. derken okul, kurs ve özel dersler bilginin öğrenciye aktarılması için yetmez hale gelmişti. Hüseyin Çelik eğitim konusunda değişim gerekiyor dediğinde değişimin yükü azaltacak tedbirler alıncağını ümit ediyorduk. Ülkemizde müfredatın sürekli genişlemesine neden olan test tekniği elli yıllık birikimiyle öğrencilerin taşıyamayacağı yük haline dönüşmüştü. Yeni müfredatın test tekniğinden arındırılması gerekiyordu, öğrenci genel yöntemler dışında gereksiz ezber yapmayacak, bu khan akademisindeki örnekler gibi uzun uzun çözülecekti. Uzun zaman bu konuyu düşündüm ve bazı sorulara cevap bulmaya çalıştım. Test tekniğine endeksli eğitim sistemi başarılı öğrencileri uçururken vasat ve altı öğrenciler için okul yılları onları geleceğe hazırlamaya yetmiyordu. Bu sistemi ya başaracak ya da vasıfsız işçi olacaktı. Yıllarca illerin başarısı, okulların başarısı, öğretmen ve öğrencilerin başarısı test sınavlarında gösterilen performansa bakılarak karar verildi. Pisa sınavlarına katılan ülkelere oks veya öss-öys sınavı yapılmış olsaydı hiç şüphesiz sıralamada ilk sıralarda olacağımız çok açık. Bu sistemin kötü yanı uzun vadeli zihinlerde kalmamasıdır. Oysa en temel teoremleri bilip her problemi sadece bu teoremlerle çözen bir nesil okulda aldığı eğitimi unutmaz ve gerekli olduğunda bu temel işlemleri hatırlayıp problemlerin üstesinden gelebilirlerdi. Bunun mümkün olduğunu pisa sınavlarında başarılı olan ülkelerin eğitim sistemini incelediğimizde görmüş olduk. Müfredatlar etkinlik sistemine göre hazırlanmadı. MEB'in görevlendirdiği komisyonların iki önemli yanlışı vardı. 1. Ülkemizde etkinlik sisteminin kabul görmesi için müfredatlardan, ders kitaplarından test soruları kaldırılmalıydı. Kuru kuruya formül verilmesi ve bu formüllerle soruların çözülmesini isteyen müfredat ve ders kitaplarının kendisidir. Başta kişiler test esaretinden zihinlerini temizleyemedikleri için ortaya koydukları çalışmalar tam yerinde bir tabirle hilkat garibesi melez müfredatlar ve kitaplar ortaya koydular. işin üzücü tarafı okullarımızda neden matematik öğretiyoruz sorusuna kimse net bir cavap veremez olmuştu. Sınavlara hazırlıyoruz, hayata hazırlıyoruz, akademik eğitime hazırlıyoruz. Hiçbirinden taviz vermek istemeyen vermek istesede tepkilerden korktukları için cesur davranamadılar. Bu yüzden kimseyi de memnun edemediler. 2. MEB ayrı birer ders olarak medya okur yazarlığı, trafik, astronomi, hukuk vs. gibi birçok ders koymayı çağdaş eğitim olarak görüyor. Sonuç olarak öğrenciye en önemli hayat konuları ezberlenmesi gereken tanımlar, gereksiz akademik bilgiler ve geçer not almak için yapılan ezber yükünden başka hiçbir işe yaramıyor. Bu tür önemli konuları ayrı birer ders yapmak yarine mevcut ana dersler içine birer konu veya ünite olarak koymak daha avantajlıdır gençlere trafik kurallarına uymanın hayati önem taşıdığını ilgi çekici yöntemlerle videolarla,... bir çok değişik yöntemlerle ders müfredatı içine aldığınızda vermek istediğiniz mesajı ve kazandırmak istediğiniz melekeleri kazandırabilmenin yolunu düşünmeliydi. Seçmeli veya zorunlu olan yeni her bir ders öğrencinin zaman dilimini biraz daha parçalara bölmek demektir. Her yeni ders ana derslerin etkisini azaltmaktadır. Liselerin dört yıla çıkarılma avantajını da iyi kullanamıyoruz. Ortaokulda geometri ayrı bir ders olarak okutulur ve liseye gelen her öğrenci geometri okur yazarı olursa liselerde geometri dersini matematik içine almak büyük sorun çıkarmaz. Tedbir almadan bu yapılırsa geometri gibi her alanda yaygın kullanılan önemli ve faydalı bir dersi öğrenmeyen az öğrenen bir nesil yetiştirilmiş olacak.
Safire Bulut hocamıza ve ekibine yakın olan meslektaşlarımızdan ricam bir yılda öğrenmekte zorlanan öğrencilere iki üç hafta veya bir kaç ayda öğreneceğine nasıl ikna olduklarını, nasıl bir çözüm getirdiklerini sormaları ve bizimle paylaşmalarıdır. Bir yanlış anlamanın önüne geçmek gerekir, bir öğretmen elbette hem matematik hem de geometri bilmesi gerekir bu tartışma götürmez bir gerçektir fakat keşke imkan olsa da öğretmenler de doktorlar gibi ihtisaslaşsa bu hastalar için ne kadar gerekli birşeyse öğrenciler içinde o kadar faydalıdır. Bu konuda odtüde yapılacak sempozyuma katılan arkadaşlarımız sadece etkin birer dinleyici değil de fikirlerini paylaşma imkanı bulursa ya da en azından bu tğr makanlara ulaşma imkanı olan bir meslektaşımız çok şeyin değişmesine vesile olabilir diye ümit ettiğim için yazıyorum. Kimse kendi üzerine alınmasın lütfen, derdimiz bize yetiyor da artıyor zaten. Fikirlerini sataşmadan paylaşabilen öğretmenlerin hala olması umut verici.
--
https://groups.google.com/forum/?hl=tr&fromgroups#!categories/tmoz Tüm üyelerimiz, kendi gönderilerini ve arşivdeki diğer gönderileri etiketleyebilir. TMOZ arşivinden herkesin daha iyi istifade etmesi için her üyemiz yetkilidir. Yeni üyelerin mesajlarını denetleme ve onaylama yetkisi ve görevi her üyenin gruba bir minnet borcudur. Hem mesleki bilgi, hemde mesleki duyuru ve öneriler genel ahlak kurallarına uygun olduğu sürece paylaşılabilir, yine ahlaki ve medeni çerçevede karşıt görüşlerle insanların olaylara bakış açısının gelişmesine katkı sağlanabilir. Öğretmenlik mesleğine yakışır davranıldığı sürece hiçkimse bir başkasının paylaşımlarını, fikirlerini aşağılayamaz fakat medenice eleştirmesi de doğaldır burası kamuya açık bir platform olduğu için takdir ya da eleştiriye açık olduğu dikkate alınmalıdır.
http://www.facebook.com/groups/358210690921074/
